Bağımlılık bir madde kullanımını veya davranışı tekrar tekrar yapma ve ondan zevk alma, vazgeçememe ile oluşan biyopsikososyal bir rahatsızlıktır.
Bağımlılığın temelini anne ve bebek arasında kurulamayan sağlıksız ve bağımlı ilişki oluşturmaktadır.
Bebek ilk doğduğunda bebek diye birşeyin olmadığını bebek- anne ikilisinin olduğunu, bebeğin yalnızca anne ile anlaşılabileceğini vurgulayan İngiliz psikanalist Winnicot; bebek ilk doğduğunda annenin tüm dünyasının ona yönelik olduğunu ve bunun ilk başlarda oldukça doğal ve sağlıklı bir bağlanma olduğunu savunur.
Bebeğin her ihtiyacına anında cevap veren şefkatle sarmalayan anne bazen ufak gecikmeler yaşasa da zamanla bebek ile güvenli bir bağlanma yaşar.
Anne bazen gecikmeler yaşatsa da bebek zamanla artık bu durumu anlamlandırır ve sorunla başa çıkabilme becerisi geliştirir. Fakat bunu öğrenip içselleştiremeyen, anneyle güvenli bağlanma sağlayamayan çocuklarda kendini sakinleştirebilme ve sorunlarla yalnız başa çıkabilme becerisi gelişmemektedir.
Güvenli bağlanma sağlayamayan bireyler, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde bir maddeye, alkole, yemeğe veya oyuna bağımlılık gerçekleştirerek yaşadığı ruhsal sıkıntı ve stresi bu şekilde yatıştırır.
Böylece zamanında anneyle oluşturulamayan güvenli bağlanmayı dış dünyada ki bu nesnelerle sağlamayı amaçlar. Kısa vadede faydalı olan bu yatıştırıcı bağımlılıklar uzun vadede bireyde büyük yıkıcı sonuçlara sebep olabilir.
Sizlerde sesli dile getirmekten korktuğunuz, başa çıkamadığınız durumlarda bir uzmandan psikolojik destek alarak kendinize bir iyilik yapabilirsiniz.
Lütfen kulaklarınızı KENDİNİZE kapatmayınız. Sağlıklı günler dileriz.