Doğum, kadınların eş rolünden sonra ona yüklenen yeni bir rolün yani aynı zamanda yeni bir sorumluluğun da eklendiği hayatının akışının değiştiği bir süreçtir.
Bu süreç ilk etapta çok fazla fizyolojik değişimin aynı zamanda hormonların artıp azalmasıyla bireyi etkilemesiye başlayıp, ilerleyen süreçte bebeğin anne karnından ayrılmasıyla yaşanan ayrılık anksiyetesi, doğum korkusuyla devam eden kadınlar için uzun ve yorucu bir süreçtir.
Kadın bebeğinin en güvenli yer olan karnından ayrılmasıyla artık kontrolün elinde olmadığını ve sorumlulukların artmasıyla çevre baskısının da etkilerini üzerinde hissedip çaresiz ve depresif hissetmeye başlar.
Bu depresyon kadının iştahını, uykusunu, gündelik hayatını olumsuz etkileyip bebeği kabullenememe, bakımını üstlenememeye kadar çok fazla etki bırakmaktadır.
Bu süreçte eşin sağ duyulu davranması, çocuk üzerinde ebeveyn dışında bireylere çok söz hakkı tanınmaması ve ebeveynlerin ortak paydada durması oldukça önemlidir.
Burada önemli olan mükemmel ebeveyn olmak değil, güvenli bağlanma ve sakinliği koruyarak bebeğe ve kendinize vakit ayırmaktır.
Eğer bu depresyon iki haftadan uzun sürüyor ise psikolojik destek almak ilk başta sizin daha sonra ise bebeğin iyilik halini korumak için en önemli adımdır.